Kayıtlar

Uyanınız!

Resim
Hiçbir çağ bu çağdan daha iyi , hiçbir çağ bu çağdan daha kötü değildi. Tüm dünyayı tek bir doğrunun etrafında toplandıracak kadar bir doğru da sonsuza dek olmayacak. Herkes her çağda yalnız kendi bildiğini anlatacak. Tıpkı bu çağda olduğu gibi. Tartışılmaz gerçekler ve mutlak yasalar bulup dünya barışını bunlara bağlamak bir ütopyadır,uğraşmayınız. Tekrar dünyaya gelseniz yine aynı saniyede aynı şeyleri yapıyor olacaksınız emin olunuz. Kurgu bu.. Uyanınız. Tek mutlak yasa "ölüm"dür. Bu mutlak ile barışınız. Yaratıcı değilsiniz. Dünyayı yeniden baştan yaratıp çiçeklendiremezsiniz. Doğrularınızı dayatmayınız. Siz yalnızca kendi bahçenizi biçebilirsiniz. Evet uyanınız..Uyanınız çünkü uyanıp, kendi bahçesini biçenler "ölüm seviciler"dir. Kendi ölümlerini sevenler ve özlemle de onu bekleyenler. Ben de ne yaşlıyım ne de gencim.. Farzedin ki kendi bahçesinin peşine düşmüş bir azizeyim...

Bir Beyaz Saç Teli

Resim
Bir saç telinin beyazlama serüvenini takip ettiniz mi hiç?Piksel piksel ilerliyor.Rengini tamamen kaybettikten bir süre sonra yüzeyi pürüzleniyor.Hangisinin pürüzü en çok ise ilk o kopuyor. . Fraktal örüntülerini bilenleriniz vardır..Diyor ya hani; evrenin en küçük parçasına bakarak en büyükleri hakkında fikir edinebilirsin! Bundandır ki beyaz bir saç teli bana çok şey anlatır."Direnmen gerekiyorsa ödlekleş" diye fısıldar :) Kaybetmek kötü birşey değil.Gevşe 😉 . Yani olaylar , durumlar ,karşılaşmalar, ayrılmalar, bir zeytin,bir armut,bir saç teli, bir bebek de hep şu örüntüye tâbi ; Pürüzü artan ölür.. Bence 🤷🏻‍♀️ 

Ben Sadece Bir Nar Değilim !

Resim
Şimdi bu bir "Nar" ya hani... Sadece kendinden ibaretmiş gibi..Yenilmek üzere oluvermiş gibi..Değil... Nasıl mı ? Çünkü herşey gibi bir nar da bir sürü hikaye ile yüklü doğar ve bir sürü hikaye doğurur.Mesela atıldığı toprağın bütün bilgisini yüklenir,dalından koparan elin hikayesini,sonra bindirildiği arabanın geçtiği yerlerin hikayesini,sonra götürüldüğü evin hikayesini alır omuzlarına.Bilim buna bir sürü latince ya da başkaca dilde isim koyar ama bu kadardır işte...Yani gelir bir nar kendi hikayesiyle. . Ve bir nar bir sürü hikaye doğurur.Varlığı kimsenin dikkatini çekmez o haliyle belki ama birinin midesinden inip hikayesiyle tam da ağrıyan yanına iyi gelebilir.Sonra belki kabuğu düşer yere,bir çocuk basıverir nar'a, doktor hem anneyi hem babayı görmek ister sonra..Gel gör ki küs imiş ya anne baba.Ama bi bakarsın barışıverir oracıkta.Yani bir nar doğuracağı hikayeleri ile durur oracıkta... Yani bir nar sadece bir nar değildir... . İns

Bu Ne Yaman Çelişki

Resim
"Zihin,uzay ve zamanda yaşamak zorunda kalmadığında -ki açıktır ki yaşamaz da.Öyleyse zihnin kapsamı bu yasalara (doğum-ölüm) bağımlı değildir.Bu da yaşamın pratik devamlılığının bir anlamda uzay ve zamanın ötesinde psişik (ruhsal) bir varlık olduğunu gösterir." CG.Jung Doğuma "mucizevi" sıfatı yükleyen insan ölüme  neden hüzünlenir ? Bir son olduğu fikri mi ağır gelir? Son ise zaten evet el ele verelim ve korkalım peki.Ama ölüm ya bir son değilse ? Ya cehennem öyle tasvirlenen gibi ateşten değil de aslında bu "son olmayışı" hissetmemek ve ona göre yaşamamanın ta kendisiyse ? Zaten son değil ve biz bunu biliyoruz mu? Buna mı inanmıştık zaten? O zaman neden gelmesinden korkuyor, yahut bir yakınımıza gelince üzülüyoruz? Bu ne yaman çelişki 👀  Evlatlarım olmadan yaşayamam diyenler, annem babam olmadan asla, diyenler hatta sen bensiz yaşayamazsın falan diyenler de bu düzlemden geçiyor. Tamam geçsinler elbet, nasılsa bir gün onlar olmazsa

İçinde Olmak Ama Dışında Kalmak

Resim
Herkesin her şeyi bu kadar bildiği bir düzlemde, ben hiçbir şey bilmediğimin altını bir dahî çizmek isterim. Çok bilmek,çok kazanmak,çok harcamak,çok sahip olmak,çok başarmak,çokça insan tanımak,çokça insana yol açmak gibi basamaklar yaşamımın dışındadır.İnsanın kendini beslediği en geçerli çaba olan " bir şeylere somut katkıda bulunmak" çabasının geçtiği yolun buralardan geçmediğine inanırım.Kurgunun "kendiliğinden olanın" daha kıymetli olduğuna dair şekillendiğine şahitliklerim var, bu yüzden hiçbir şeyi zorlamam.Zorlarsam esnemez sadece kırılır bilirim..Bu da benim hissimdir, başkaca düşüneni de kınamam, bu onun yoludur.. . Kontratlı (beklentilerine cevap vermediğim) ahbaplıklar yerine başkaca yolları seçtim. Bu benim hayatım..Seçim hakkımın kimsenin canını acıtmaması gerektiğini, bilakis samimiyetin "kabulü" gerektirdiğini çoktan öğrenmişimdir.Kontrat sevenler zaten kendini elerler. Çünkü yalnız yaşayamazlar, çoğulluk sosyal rüştlerin

Pedofili Tetikleyicisi Anneler !

Resim
İnsan beyni illüzyona meyilli, göz aracılığı ile gelen bilgiyi yanlış redakte edebilen bir organ.Daha somut ifade ile yerdeki meyve çekirdeğini örümcek zannedebiliriz ya da yolda gördüğümüz herhangi birinin arkadaşımız olduğundan emin olmamıza rağmen o kişi arkadaşımız çıkmayabilir. Doğruyu anlamak için kısa bir zamana ihtiyaç duyarız ve saliseden daha az bir süre zarfında  'zannettiğimizi' anlarız. Dolayısı ile şunu söyleyebiliriz : Beyin bize her zaman nesnel olanı fısıldamaz. 'Normal' olarak tanımladığımız (ki benim için normalin tanımı biraz değişik ama şimdi buna hiç ilişmeyeyim) beyin sınırlarına sahip bir insan,  bu ayırıma azami sürede ulaşır. Yani çekirdeğin bir örümcek olmadığını , yolda gördüğü kişinin yanına gitmeden onun zannettiği kişi olmadığını dikkatlice bakınca fark eder. Peki bu ayırımı yapamayanlar  ? Genetik ya da psikiyatrik nedenlerle bu kontrolü yapamayan kusurlu organizmalar ? Onlar ısrarla örümcek gördüklerini söyler,bağırır ve kor

Şule Gürbüz ve Tezer Özlü'ye Not :

Resim
Klişelere ve ortamlarının idealizelerine itiraz eden , bunlarla ilgili soru soran , soruları akıl acıtan , dışlandıkları için kendileri ile gurur duyan , kandırıkçı samimiyetleri reddeden , aklının ücrası ile eyleşen insan kısmısı ne mühim. Muhtemelen hiç bilinmeyecekler.Çünkü bu azınlığın diyeti "bilinmemek" yahut "müstehzi bakışlar.. .